(ANKARA) – Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile düzenlediği ortak basın toplantısında; “Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımla Uluslararası Adalet Divanı önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz” dedi. Marsudi ise, “Adaleti Filistin için her zaman savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Filistin halkını desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi ile Bakanlık’ta bir araya geldi. İki Bakan görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Güneydoğu Asya’daki stratejik ortakları Endonezya ile köklü tarihi ve kültürel bağları bulunduğunu belirten Fidan, “Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi’nin ilk toplantısının hazırlıklarını ele aldık” dedi. Fidan şöyle konuştu:
“Görüşmemizde ekonomik ve ticari ilişkilerimizi, yenilenebilir enerji ve helal gıda dahil çeşitli alanlarda geliştirme hususunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizin liderler tarafından belirlenen 10 milyar dolar hedefine ulaşması için atabileceğimiz adımları istişare ettik. Kapsamlı ekonomik ve ticari iş birliği anlaşmasının müzakereleri devam ediyor. Endonezya’nın yeni başkentinin inşa sürecinde Türk müteahhitlik firmalarının da rol almalarını istiyoruz. Değerli mevkidaşıma savunma sanayi alanındaki iş birliğimizin devam ederek artmasına ve firmalarımızın Endonezya ordusunun modernizasyonunda daha fazla rol almasını arzu ettiğimizi ilettim.
“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE KONUSUNDA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca bugün ilişkilerimizin daha da derinleşmesini sağlayacak önemli bir karar daha aldık. İki ülke arasında Savunma Bakanları ve Dışişleri Bakanlarının yer alacağı iki artı iki formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık.
Endonezya ile Filistin konusundaki tutum ve hassasiyetlerimizin ortak olduğunu bir kez daha görmekten memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Temas Grubu olarak Gazze’ye yönelik saldırılara ilişkin uluslararası farkındalığı arttırmak için önemli çalışmalarda beraber görev aldık.
“BAZI AVRUPA ÜLKELERİNİN FİLİSTİN’İ TANIMAYA YAKIN OLDUKLARINI SÖYLEMELERİ UMUT VERİCİ”
Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi. Halihazırda 136 civarında ülke Filistin’i tanımakta, fakat ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ve Amerika tanımadığı için özellikle BM Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in statüsü teslim edilmemekte. Şu anda geldiğimiz aşamada bu yaygın tanımanın daha büyük uluslararası meşruiyete dönüşmesi başta Amerika olmak üzere BM Güvenlik Konseyi’ne daha büyük baskı uygulanması konusunda sistemli ve yoğun çalışmalarımızı dostlarımızla beraber devam ediyoruz.
21’nci yüzyılda Gazze’de açlıklar, ölümler yaşanırken İsrail ordusunun çekildiği yerlerde toplu mezarlar ortaya çıkarken, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden siviller hedef alınırken uluslararası toplum daha neyi beklemekte? Artık zorlayıcı tedbirlerin gündeme gelmesi gerektiği ortadadır. İsrail’in Filistin halkını boyunduruk altına alma ve topraklarından sürme çabasını ne Filistinliler ne Türkiye ne de adalet ve hukuk arayışında olan diğer ülkeler ne de uluslararası toplum vicdanı kabul etmeyecektir. Bir tercihle karşı karşıyayız. ya hukuktan ve insanlıktan yana olacağız ya da zulmün yol açtığı sorunların bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Güney Afrika’nın başvurusunun hemen ardından 3 Ocak 2024 tarihindeki açıklamamız ile bu başvuruyu memnuniyetle karşıladığımızı kaydetmiştik. Güney Afrika’nın bu başvurusunun ardından Türkiye’nin bu durumdaki müdahalesinin nasıl olması gerektiği konusunda da Cumhurbaşkanımız tarafından verilen bir talimat mevcuttu. Biz ilk günden itibaren bu konuda iki yönlü bir çalışma sürdürdük. Birincisi hukukçularımızla bir araya gelerek Türkiye’nin Güney Afrika’yı destekler şekilde davaya müdahil olması hukuken nasıl ve hangi gerekçelerle mümkün olacak, onu detaylı bir araştırma sürecine girdik. İkincisi de sadece Türkiye değil uluslararası toplumun diğer üyelerinin de bu davaya müdahil olmaları, müdahil olma şartları ve müdahil olmayla ilgili düşünceleri konusunda çok ciddi görüş alışverişinde bulunduk. Bakanlık hukukçularımız, Adalet Bakanlığımız, üniversitedeki hocalarımız, hep beraber çok yoğun bir çalışma yaptılar. Çalışmalarımızı belli bir noktaya getirdik.
“ÇALIŞMAMIZIN HUKUKİ METNİ TAMAMLANDIĞINDA RESMİ MÜRACAATIMIZI YAPACAĞIZ”
Buna paralel olarak ikinci kulvarda da son olarak Riyad’da yaptığım gibi özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ülkeleri başta olmak üzere Filistin’i devlet olarak tanıyan diğer ülkelerle yaptığımız görüşmelerde de şunu gördük: bazı ülkeler de bu konuda tavır almaya hazır hale gelmiş durumdalar. Şu ana kadar biliyorsunuz sadece iki ülke, Nikaragua ve Kolombiya bu konuda somut bir tutum aldı, başvuruda bulundu. Biz de bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum. Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımla Uluslararası Adalet Divanı önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz. Esasen ifade ettiğim gibi bu başvurumuza yönelik çalışmalarımız çok uzun süredir devam etmekteydi. Biz bundan sonra bu siyasi karar Cumhurbaşkanımız tarafından alındıktan sonra, şu anda bütün dünyaya duyurulduktan sonra hukuki çalışmalarımızı tamamlayacağız. Bütün dost ve müttefik ülkelerle bu konuda daha fazla ne yapabilir, daha fazla hangi ülkeler başvuruda buluna bilir onun çalışması içinde olmaya devam edeceğiz. Çalışmamızın hukuki metni tamamlandığı zaman da alınmış bu siyasi kararı fiiliyata geçirmek için resmi müracaatımızı Uluslararası Adalet Divanı’na yapacağız. Türkiye olarak her durumda Filistin halkının yanında olmaya devam edeceğiz.”
MARSUDİ: ÖNÜMÜZDEKİ YIL DİPLOMATİK İLİŞKİLERİMİZİN 75’NCİ YILINI KUTLAYACAĞIZ
Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi ise şunları kaydetti:
“Önümüzdeki yıl diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 75’nci yılını kutluyor olacağız. Bu, ikili ilişkilerimizi çok daha üst bir seviyeye getirecektir. İkili görüşmemiz sırasında sayın Bakan ile çok önemli iki konuyu ele aldık. Bunlardan birincisi ikili ilişkilerimizle ilgiliydi, diğeri de küresel hususlarla ilgiliydi.
İkili ilişkilerimizde son derece tatminkar bir seviyeye ulaştık ama aynı zamanda her iki tarafta da bunu daha da derinleştirme iradesi var. Endonezya-Türkiye geniş kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasını tamamlamaya doğru ilerliyoruz.
Askeri alanda ve savunma sanayindeki iş birliğinde diyalog seviyesini geliştirilmesini önceliyoruz. Aynı zamanda savunma sanayinin geliştirilmesinde stratejik iş birliğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ortak üretim yapılabileceğini ve üretilen araçların ortak pazarlamasına katkıda bulunabileceğimize inanıyorum.
Her iki ülke de giderek yükselen bir ekonomik performans içinde ve kapasite geliştirme, ortak proje geliştirilmesi ve küresel Güney projelerine katkıda bulunabileceğimize inanıyoruz. Türkiye için Endonezya Asya-Pasifik bölgesinde en önemli ortaklardan birincisi ve Stratejik İş Birliği Mekanizması’nı kurduğu ilk ülke.
Filistin konusunda Endonezya ve Türkiye ortak konumu paylaşıyor. Endonezya’nın bu konudaki pozisyonu son derece net: biz adaleti Filistin için her zaman savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Filistin halkını desteklemeye devam edeceğiz.”
GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024