Gazze’de işledikleri savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da aralarında yer aldığı İsrailli yetkililer hakkında, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından verileceği belirtilen yakalama kararının uygulanmasının yolu, devletlerin işbirliğinden geçiyor.
İsrail medyasında son günlerde çıkan haberlerde, Ulusal Güvenlik Konseyinin, Başbakan Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında UCM’nin uluslararası yakalama kararı çıkarma olasılığını değerlendirdiği ve Netanyahu’nun, kendisine yönelik tutuklama emri çıkarılmasını engellemek amacıyla başta ABD Başkanı Joe Biden olmak üzere, uluslararası liderler ve yetkililerle çok sayıda telefon görüşmesi yaptığına işaret edildi.
UCM’nin olası yakalama kararına ABD ve İsrail karşı çıkarken AA muhabiri, söz konusu muhtemel yakalama kararının ne anlama geldiğini, taraf ülkeler üzerindeki etkisini ve uygulanabilirliği konusundaki bilgileri derledi.
UCM, taraf olmayan devletlerin vatandaşlarını yargılayabilir mi?
Filistin’in UCM’ye taraf olmasıyla birlikte, milliyetlerinden bağımsız olarak Filistin topraklarında işlenen suçlar hakkında Mahkemenin yargı yetkisine bulunurken bu, potansiyel olarak UCM’nin, dünya üzerindeki herkesi yargılayabildiğini gösteriyor.
UCM, yargıladığı kişinin vatandaşlığının bulunduğu ülkenin yanı sıra kendisine taraf bir ülkenin topraklarında işlenen suçların bütün failleri hakkında yargı yetkisini kullanabiliyor.
ABD, UCM’nin İsrailli yetkililer hakkında hüküm verme yetkisinin olmadığı iddiasıyla yargı yetkisine karşı çıkmasına karşın Mahkeme, suçların, kendisine taraf olan Filistin’de işlenmesi sebebiyle yargı yetkisinin olduğunu kabul ediyor.
Bu, UCM’ye taraf olan Filistin’in topraklarında işlenen suçun failinin, hangi ülke vatandaşı olduğuna bakılmaksızın, Mahkemenin yargı yetkisine sahip olduğu anlamına geliyor.
UCM’nin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında verdiği yakalama kararında da görüldüğü üzere, her ne kadar Rusya UCM’ye taraf olmasa da suçun, Ukrayna topraklarında işlenmesi ve Ukrayna’nın UCM’ye taraf olması sayesinde Putin hakkında yakalama kararı çıkarılabilmişti.
Benzer şekilde Filistin’in, 1 Nisan 2015’ten bu yana UCM’ye taraf olması sayesinde, UCM İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı verebilir.
Yakalama kararı ne anlama geliyor?
UCM, kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’nün 58. maddesi uyarınca, soruşturma başlattığı bir olaydaki bir kişinin, yargı yetkisine giren; soykırım, savaş suçu, insanlığa karşı suçlar veya saldırı suçu işlediğine yönelik, hakkında makul şüphesi varsa yakalama kararı çıkarabiliyor.
UCM’nin verdiği yakalama kararı gizli olabildiği gibi kamuya açık şekilde de ilan edilebiliyor.
UCM, özellikle kamuoyunda bilinen üst düzey kişiler hakkındaki yakalama kararlarını, daha hızlı yakalanabilmeleri için gizli tutmayarak açıktan ilan ediyor.
Yakalama kararı, UCM Savcılığının talebi üzerine, UCM Ön İnceleme Dairesi tarafından veriliyor.
İçeriğine göre değişmekle birlikte, yakalama kararının amacı genellikle şüphelinin UCM’ye teslim edilerek hakkında başlatılan soruşturmanın ilerletilmesi için bizzat Mahkeme huzuruna çıkarılması anlamını taşıyor.
Eğer Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarılırsa bu, Netanyahu’nun Filistinlilere karşı işlediği soykırım, savaş suçu, insanlığa karşı suçlar veya saldırı suçlarından biri ya da birkaçından yargılanacağı anlamını taşıyor.
Yakalama kararına alternatif olarak, eğer kişinin kendiliğinden Mahkemeye geleceğine inanılıyorsa UCM şüpheli için çağrı yazısı gönderebiliyor
UCM’de kimler yargılanır?
UCM, devletleri değil, sadece gerçek kişiler yargılıyor.
Bu kişiler, suçu işleyen kişiden suç işlenmesi emrini verene, en düşük seviyede suça katılanlardan en üst düzeydeki devlet görevlilerine kadar uzanabiliyor.
Roma Statüsü’nün 27. maddesine göre, ulusal veya uluslararası hukuktan kaynaklanan hiçbir bağışıklık veya dokunulmazlık UCM önünde geçerli olmuyor.
Bu sebeple kural olarak UCM’nin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı alma yetkisinin olduğu kabul ediliyor.
Yakalama kararı nasıl uygulanıyor?
UCM’nin kendisine ait bir polis veya başka bir kolluk gücü olmaması sebebiyle kararlarının uygulanması, genellikle devletler eliyle oluyor.
Roma Statüsü’nün 86. maddesi uyarınca UCM’ye taraf ülkeler, Mahkemenin aldığı kararları eksiksiz şekilde uygulama yükümlülüğü altında bulunurken taraf olmayan ülkeler açısından bu durum büyük oranda devletlerin kendi rızalarına dayanıyor.
UCM’ye taraf olan 124 ülke arasında başta Kanada, İngiltere, Japonya, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Belçika, Hollanda mevcutken ABD, İsrail, Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan ve Mısır gibi ülkelerin UCM’ye taraf olmaması dikkati çekiyor.
Öte yandan UCM, Interpol, BM Barış Güçleri ve benzeri kuruluşlar eliyle de yakalama kararının infaz edilmesini sağlayabiliyor.
Devlet başkanlarının dokunulmazlığı
Netanyahu hakkında verilecek olası bir yakalama kararı, uluslararası hukukta devlet başkanlarının dokunulmazlığı kuralıyla çatışması durumunda farklı ihtimaller ortaya çıkıyor.
UCM, kural olarak yargılamalarında dokunulmazlığı her ne kadar geçerli kabul etmese de devletler özellikle devlet başkanları hakkında verilen yakalama kararlarının uygulanmasından, “dokunulmazlık” gerekçesiyle kaçınabiliyor.
Ayrıca haklarında yakalama kararı olan devlet başkanları, genellikle UCM’ye taraf olan devletleri veya yakalama kararını uygulamayı isteyebilecek ülkeleri ziyaret etmekten kaçınıyor.
Ömer el-Beşir hakkındaki yakalama kararı
Eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, hakkında UCM tarafından verilen yakalama kararı bulunmasına rağmen görevde bulunduğu sürede aralarında Mahkemeye taraf olan Güney Afrika ve Ürdün’ün de bulunduğu çok sayıda ülkeye ziyaretler yapmıştı.
El-Beşir, görevde bulunduğu Haziran 2015’te Afrika zirvesi için gittiği Güney Afrika’da yerel bir mahkemenin, “UCM’nin El-Beşir hakkındaki yakalama kararının uygulanması” yönünde aldığı karar henüz uygulanmadan ülkeden ayrılmıştı.
Güney Afrika, el-Beşir hakkındaki yakalama kararının kendisini, uluslararası hukukun diğer bir kuralı “devlet başkanlarının dokunulmazlığı”nı ihlale mecbur bıraktığı gerekçesiyle UCM’den ayrılmayı tartışmıştı.
El-Beşir, benzer şekilde hakkındaki yakalama kararına rağmen Ürdün’ü ziyaret etmiş fakat Ürdün makamları kararı uygulamamış ve bu tür durumlarda nasıl hareket edilmesi gerektiğine ilişkin UCM’den bilgi talep etmişti.
UCM ise hem Güney Afrika’nın hem de Ürdün’ün Mahkemeye taraf ülke olarak işbirliği yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini belirtmişti.
Mahkeme, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit etmesi nedeniyle Sudan’daki suçların incelenmesi yetkisini, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nden, BM Şartı’nın 7. Bölümü altındaki bağlayıcı olan kararıyla aldığını belirterek Sudan davası özelinde alınan kararların tüm devletler açısından bağlayıcı olduğunu ifade etmişti.
Mahkeme, kural olarak devlet başkanı dokunulmazlığının geçerli olmayacağını ve taraf ülkelerin, UCM’nin kararlarını uygulama yükümlüğünün, diğer uluslararası yükümlülüklerinden önce geldiğini kaydetmişti.
Vladimir Putin hakkındaki yakalama kararı
UCM’nin, Ukrayna’da işlenen suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında Rusya Devlet Başkanı Putin hakkında 17 Mart 2023’te çıkardığı yakalama kararının bugüne kadar uygulanmaması dikkati çekiyor.
Putin, Mart 2023’den bu yana Kırgızistan, İran, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, ve Suudi Arabistan’a ziyaretler yaparken Putin’in Ağustos 2023’te Güney Afrika’da yapılan BRICS Liderler Zirvesi’ne bizzat gitmek yerine video konferans yoluyla katılması UCM’nin yakalama kararıyla ilişkilendiriliyor.
ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin, Putin hakkındaki yakalama kararına verdiği desteğe karşın Netanyahu hakkındaki olası yakalama kararına şiddetle karşı çıkması, İsrail konusundaki çifte standart eleştirilerini tekrar gündeme getiriyor.
UCM’den Netanyahu’ya tutuklama kararı iddiası
İsrail Başbakanı Netanyahu ile ABD Başkanı Joe Biden arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, UCM’nin Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar nedeniyle İsrailli yetkililer hakkında olası tutuklama kararının gündeme geldiği iddia edilmişti.
İsrail’in “Walla” internet sitesindeki haberde, İsrailli yetkililerin UCM’nin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında tutuklama emri çıkartmaya hazırlandığı konusunda son iki haftadır daha fazla endişe duymaya başladığı belirtilmişti.
Adı açıklanmayan İsrailli 2 yetkiliye dayandırılan haberde, Netanyahu’nun, UCM’nin olası tutuklama kararına ilişkin endişelerini Biden’e ilettiği kaydedilmişti.
Görüşmede, Netanyahu’nun Biden’dan UCM’nin olası tutuklama kararını engellemek için yardım istediği aktarılmıştı.
GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024SPOR
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024GÜNDEM
07 Ekim 2024